Bazen düşünüyorum da atalarımız çok güzel şeyler söylemiş.
Mesela ‘ gülme komşuna gelir başına! ‘ çok anlamlı bir cümle değil mi? Üzerinde
düşündünüz mü hiç bilmiyorum ama düşünmenize gerek yok ben size açıklayacağım.
Geçen yıl ‘evli erkek-kadın ile ilişki yaşamak’ adı altında
bir yazı yazmıştım. Hatta o dönemlerde Uçanuş Tv’de program sunarken bu tarz
olaylar fazlasıyla gündemdeydi ve ilişkileri yorumluyorduk. Aynı dönem
olaylarına eklenen bir olay da Gülben Ergen olayıydı. Oradan esinlenerek yazıyı
yazdım ve paylaştım. Yazımın amacı Ergen’i ya da bir başkasını değil, genel
anlamda insanların düşüncelerini ve tercihlerini savunmaktı.
Gelgelelim bugün neden bu yazıyı yazıyorum? Whatsapp randevu
hattımıza bir mesaj gelmiş; ‘’ Merhaba, ben Can beyden seans almak istiyorum
ama beni kabul eder mi bilmiyorum…’’ Ardından telefon seansı alıyor ve seansta
kendisini tanıtmaya başlıyor. Geçen yıl yazdığım yazıya çok büyük bir tepki
gösterdiğini, hatta birkaç arkadaşıyla birlikte benim adıma karalama kampanyası
başlattığını söyledi. Donup kaldım tabii telefonda çünkü kişiyi hatırlamıyorum.
O dönem bir sürü insan yazımdaki düşüncelerimden dolayı bana hakaret etmişti
zaten. Meğer bu hanımefendi evli ve evliyken başka bir evli ya da bekâr insanla
ilişki yaşamanın günah olduğunu düşünüyormuş.
Dinlemeye devam ederken ağlamaya
başladı. Karşımda kim olursa olsun ağlayan birisi olduğu zaman içim cız ediyor.
Sakinleşmesi için nefes tekniği uyguladık ve sonrasında daha rahat bir şekilde
anlatmaya başladı.
Evli bir hanımefendi ve iş yerinde patronu ile bir ilişkiye
başlamış. Patronu da evli tabii. Durumu bana anlatırken tepkimi ölçmek için ara
ara es veriyordu. Sıra bana geldi; öncelikle sakin olmanı rica ediyorum senden
ve merak ettiğim tek bir nokta var. Yaşadığın bu durumdan mutlu musun?
Koşullanmalarını ve dışarıyı unutup sadece ilişki içerisinde olduğun insanı
düşündüğünde kendini nasıl hissediyorsun? Dedim… ‘Nasıl yani?’ diye sordu.
Nasıl bir ilişki yaşadığın beni ilgilendirmez, avukat ya da yargıç değilim.
Beni ilgilendiren nokta neden bu adamı hayatına çektiğin ve senin ne kadar
mutlu olduğun. Gerisi alanım dışı bir durum. Sen mutluysan kendini iyi
hissediyorsan, bilinçaltında yeni travmalar yaratılmıyorsa geriye kalan şeyler
beni ilgilendirmiyor… Hikâyemiz böyle devam etti ve mutlu mesut kapattık
telefonu.
Bu ve benzeri durumlara yıllardır rastlıyorum seanslarımda.
Şaşırmadığım, alışık olduğum bir durum yani. Öncelik olarak şunu söylemek
istiyorum ki yaptığım iş danışmanlık olmasaydı dahi ben zaten insanların özel
hayatına yorumlarda bulunan, onları yargılayan bir insan değilim. Özel
hayatınızda bir başkasına zarar vermediğiniz sürece istediğiniz her şeyi
yaşayabilirsiniz, tabii mutluysanız.
Ve hala aynı düşünceleri savunuyorum;
Bir insan; eşcinsel olabilir, evli olabilir, bekar olabilir,
bekar olduğu halde evli bir adama aşık olabilir yahut iki taraf evlidir ve bir
ilişki yaşıyordur. Bu durum ne beni ilgilendirir ne de sizi! Herkesin sevabı da
kedine, günahı da kendine, yanlışı ya da doğrusu da kendine. Başkalarını hedef
göstermek yerine herkes kendi kapısının önünü temizlese sıkıntı olmayacak
aslında. Ve unutulmaması gereken bir durum; istemiyorum, onaylamıyorum deyip
kınadığın ve direnç gösterdiğin her durumu bir gün bir şekilde yaşarsın. Yapman
gereken; herkesin yaşantısına, tercihlerine saygı duyup nötr olmak. Yoksa işiniz
gerçekten zor benden söylemesi. Yine de aklınızda bulunsun ben sizi her koşulda
dinler ve psikolojik olarak iyi olabilmeniz için elimden geleni yaparım. Yeter
ki hayatınızda anlayış, empati (yüzde yüz olmasa da) ve saygı ön planda olsun…
MUTLU KALIN :)
Not: izinsiz alıntı ya da paylaşım yapılamaz!
Yorumlar
Yorum Gönder