Ana içeriğe atla

POZİTİF ENERJİYİ SABİTLEME RİTÜELİ


POZİTİF ENERJİYİ SABİTLEME RİTÜELİ

Hepimiz dönem dönem enerji düşüklüğünden şikayet ediyoruz ve enerjimiz düştüğü zaman bununla nasıl başa çıkacağımızı bilemeyip olumsuz duruma daha çok direnç gösteriyoruz. Biz direnç gösterdikçe olumsuz durumun enerjisi büyüyor ve hayatımızın her alanında aksilikler kendini göstermeye başlıyor.
Yaşadığımız bu aksiliklerden, olumsuz enerjilerden kurtulmak için haftada min. iki gün bu ritüeli uygulamamız yeterli olacaktır.  

Ritüeli hayatımıza aldıktan sonra içsel huzur dediğimiz sakinlik ve pozitif enerji tüm hücrelerimizi saracak. Önceden başımıza gelen olaylar tekrarlansa bile verdiğimiz tepkiler aynı olmayacak ve haliyle hayatımızın enerji akışı pozitif yönde değişecek.

Ritüele ek destek olarak ; ritüeli yaptığınız günler yarım saatlik meditasyon yapabilirsiniz.

GEREKLİ MALZEMELER ;

Sandal ağacı tütsüsü
Bir çay bardağı pirinç

HAZIRLANIŞI;

Çay bardağındaki pirince 21 kere sesli bir şekilde ; ‘’ Hayatımın her anında pozitif enerjide kalmayı seçiyorum. ‘’ diyoruz ve pirince üflüyoruz.
Daha sonra evimizin istediğimiz bir köşesinde, tütsüyü yakıp pirinci de yanına koyuyoruz. Tütsü bitene kadar pirinç o şekilde bekliyor. ( Bu esnada meditasyon yapabilir yahut evdeki işlerinizle ilgilenebilirsiniz. Ritüel esnasında mutlaka evde olmanız gerekiyor. ) Tütsü bittikten sonra; tütsünün küllerini ve pirinci evin dışında bulunan herhangi bir toprağa gömüyorsunuz. 

Not; izinsiz alıntı-paylaşım yapılamaz.
                                                                                          MUTLU KALIN :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AŞK RİTÜELİ

AŞK RİTÜELİ Merhabalar… Bugün, hayat kurtaran ritüellerimize bir yenisini daha ekliyoruz. Ritüele geçmeden önce şunu unutmayın ki bir başkasının enerji alanına o’nun izini, isteği olmadan asla ve asla müdahale edemeyiz. Gün içerisinde onlarca mesaj alıyorum eski sevgilimi geri döndürebilir miyiz? Hoşlandığım kişiyi kendime çekebilir miyim? Vb... Böyle bir şey mümkün değildir. Sadece aynı frekans boyutunda olduğumuz kişilerle etkileşim halinde oluruz. Mesela herhangi bir kişiyi düşündüğünüz zaman aradan çok kısa bir süre geçtikten sonra o kişiden telefon aldığınız oldu mu? Ya da bir mesaj, haber… Ve o kişiye söylediniz mi; aa ben de az önce seni düşünmüştüm. Ben arayacaktım ki sen aradın gibi durumlar… Ben oldukça fazla yaşıyorum bu durumları. Bu gibi durumların tek sebebi ise, iki kişinin aynı frekans boyutunda birbirine enerji göndermiş olması ve iki kişinin de alıcılarının bu duruma açık olması. Diğer türlü, siz bir kişiyi düşünürken o kişinin aklının bir köşesinden ...

Anka Ritüeli

ANKA RİTÜELİ Ritüelimiz, her uygarlıkta yer alan Zümrüt-ü Anka kuşunu temsil ediyor. Anka Kuşunun hikâyesini hatırlayalım; Anka Kuşu, ölümünü beklemek için Kaf dağına göç eder ve orada bir ağaca kuru dallardan kendisine yuva yaparak bekleyişe geçer. Güneş ışınlarının kuru dalları yakması ile Anka yanar ve kül olur. Kül olduktan sonra ise orada –küllerden- yeniden yavru bir Anka (Simurg) kuşu doğar. Bu durum çeşitli dinlerde yeniden doğuş, aydınlanma, saf bilinç ile arınıp boyut değiştirme olarak anlamlandırılıyor. Ritüelimizde işte tam bu noktada devreye giriyor. Hepimizin hayatın bazı dönemlerinde içinden çıkamadığımız durumları oluyor. Bu durumlar bazen çoğalarak öyle ağır geliyor ki kendimizi güçsüz, savunmasız ve çaresiz hissediyoruz. Ne yaparsak yapalım içinde bulunduğumuz durumun düzeleceğine dair ufacık bir inancımız olmuyor. Hatta bazen olumsuz düşünceler ruhumuzu öyle bir ele geçiriyor ki depresyonla birlikte hayattan vazgeçecek noktaya ulaşabiliyoruz. ...

ODAK NOKTANIZI DEĞİŞTİRİN HAYATINIZ DEĞİŞSİN!

ODAK NOKTANIZI DEĞİŞTİRİN HAYATINIZ DEĞİŞSİN Odak noktası, odak noktası diye kendimizi yırtıyoruz da nedir bu odak noktası düşündünüz mü hiç? Şöyle anlatayım; gün içerisinde on düşünce geçiyorsa beynimizden bunlardan en az sekizi odak noktamızı temsil ediyor. Odak noktası bilinçaltını temsil ediyor aslında. Bu zamana kadar yaşadığımız deneyimlediğimiz ne varsa onların bütününden oluşuyor ve bir çeşit ön yargı kalkanı oluşturuyor. Daha açık söylemek gerekirse korkularımızdan oluşuyor. Nasıl mı? Şöyle;  Yeni birisi ile tanıştık diyelim. Odak noktamız ne olur sizce? Karşımızdaki kişinin fiziki özellikleri mi? Bize ne hissettirecekleri mi? Bizi ne kadar seveceği mi? Hayır! Odak noktamız; farkında olmadığımız korkularımız oluyor. Beni sevecek mi? Güzel bir ilişkimiz olacak mı? Bana sadık kalacak mı? Evlenecek miyiz? Vb. Çünkü bu kişiden önce kim geldiyse güzel şeyler hissettiremedi, istediğimiz gibi sevmedi, sadık kalmadı, evlenmedik… Negatif deneyimler silsilesi. İşte odak...