Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

DİLEMEYİN, İNANIN !

DİLEMEYİN, İNANIN! Geleneksel yeni yılı karşılama heyecanı hepimizi sarmış durumda. Haftaları günleri sayarken kaldı bir gecemiz… Sonra ver elini 2016! Sokaklar, caddeler, mağazalar, evlerimiz ışıl ışıl. Büyük bir coşkuyla ışık saçıyoruz. Ve herkesin dilinde yeni yıla dair dilekler. Şöyle olsun, böyle olsun falan filan. Sonra sayılı saatler kalıyor. Kimisi eller havada kimisi evinde televizyon karşısında 3-2-1 hoop yeni bir yıl! Hoop 2016! Ee daha sonra? Yeni yılın ilk ayında günleri devirirken o ışıltımızın esamesi kalmıyor. Pazartesi sendromuna kaldığımız yerden devam ediyoruz. Küfrede küfrede işe gidiyoruz. Merkürü suçluyoruz bilmem kaçıncı evimizden teğet geçtiği için… Sonra yılın ortası sonu derken yine bir yılı deviriyoruz ve ‘’ bu yıl da şans benden yana olmadı beah! Neyse 2017 benim olacak hissediyorum! ‘’ diyoruz. Bu döngü her zaman böyle değil mi? 2014’ün son günlerinde 2015 için de deli dolu bir enerjiyle dileklerde bulunmuştuk. Kimisi elde etti istediklerini k

MUCİZE

             Hayatta herkes bir şekilde mucize istiyor. 5 yıldır danışanlarımdan duyduğum cümleler; Artık bir mucize istiyorum! Öyle bir şey olsun ki hayatım değişsin… Mucizeyi istiyorum ama olmuyor… Tam olacakken olmadı, çok şanssızım. Ve buna benzer yüzlercesi… İyi hoş mucizeyi istiyorsun da senin farkın ne? Yüzlerce, binlerce, milyonlarca isteyen insandan farkın ne? Ne kadar inanıyorsun? Ne denli istiyorsun? Bunun için ne yapıyorsun? Öyle bir hale gelmişiz ki, sihirli bir el bize dokunsun ve hayatımız değişsin istiyoruz. Tembelliği fazlasıyla içselleştirmişiz. Biz hiçbir şey yapmayalım istiyoruz. Gerekirse parasını verelim ama biz bir şey yapmayalım. Eminim ki ‘mucize’ hapı çıksa ve deseler ki bunu içen herkes mutlu olacak ve istediği her şey gerçekleşecek! ne olur sizce??  Evet, ilaç sektöründe büyük bir patlama olur:) Gerçi böyle bir hapın çıkmasına gerek yok. Onun yerine zaten meleklerden yardım istiyorsunuz, meditasyonlar yapıyorsunuz, kuantum muan

2016'Ya Hazırlık

          İyisiyle kötüsüyle, bir yılı daha geride bırakmaya hazırlanıyoruz. Haliyle yeni yıldan yeni beklentiler içerisindeyiz. Aşk, iş, para… Tabii her şeyden öte sağlık.. Aslında sadece 2015’te değil bu zamana kadar tüm yıllara ait anılarımız, kodlarımız var bilinçaltımızda. Çoğunlukla fark edemediğimiz bu kodlar hayatımızı ciddi bir şekilde biçimlendiriyor.  Yeni yıl bahanesiyle arınmaya ne dersiniz? Bahane diyorum çünkü bence sadece her yılın başında değil, yaşadığımız nefes aldığımız her an yenilenebiliriz. Bu zamana kadar aşk acısı, para sıkıntısı, sağlık sıkıntısı derken hayli tıkanmış durumdayız. Bu tıkanıklığa rağmen yıllar öncesinde yaşadığımız bir acıyı inatla günümüze ve yarınlara taşıyoruz. Aynı zamanda da hayattan mucizeler bekliyoruz. Üzgünüm ama o işler öyle olmuyormuş. Bende bunu öğrendiğimde afallamıştım. Bu konuları da detaylı bir şekilde konuşacağız ama bu yazımda sizlere 2016’ya girmeden önceki son 7 günümüz için uygulamalar vermek istiyorum.
Mutluluk… Sahi nedir mutluluk? Düşündünüz mü hiç? Neye göre, kime göre, hangi durumda mutluluk? Elbette göreceli bir kavramdır fakat özdeki ‘mutlu’ olma durumu her zaman aynıdır. Öyle bir sistem içinde yaşıyoruz ki mutluluğu bir sonuca bağlıyoruz. Çünkü bize böyle öğretildi. Annelerimizden, babalarımızdan, çevremizden hep böyle gördük. -           Şu elbiseyi alırsam mutlu olacağım. -           Sınavı kazanırsam mutlu olacağım. -           İlişkim olunca mutlu olacağım. -           Evlenince mutlu olacağım. -           Maaşıma zam gelince mutlu olacağım. -           Borçlarım bitince mutlu olacağım. -           Beni aradığı zaman mutlu olacağım… Size de tanıdık geldi mi bu cümleler? Mutluluk kavramını sürekli ama sürekli dışarıda arayıp duruyoruz. Ulaşılması gereken bir hedefmiş gibi peşinden koşuyoruz. Peki o hedefe ulaşınca ne oluyor? Sınavı kazandın mutlu oldun sonra? Kazandığın bu ‘mutluluğu’ doyasıya yaşamak isterken sistem hemen elinden alıyor onu. ‘ Yete