Merhabalar… Bu yazımda sizlere günlük yaşantınızda sadece 1
dakikanızı ayırarak yapabileceğiniz iki uygulama vereceğim. Benim de sıkça
kullandığım, özellikle son zamanlarda işime fazlasıyla yarayan gözde
çalışmalarımı deneyimlemenizi tavsiye ediyorum.
Ritüel nedir?
Ritüel, daha çok dini törenlerde kutlama anlamına gelir
fakat biz bunu günlük hayatımızda uygulayabileceğimiz küçük çaplı oyun olarak
anlamlandırabiliriz.
Hayatımızda, günlük yaşantımızda hepimizin binlerce dileği
olabiliyor. Çoğu kişi isteklerini sadece dilerken diğer çoğunluk ise
gerçekleşmiş olmasının mutluluğunu yaşıyor. Peki bu mutluluğu yaşayanların
farkı ne diye sormadan edemiyoruz. Bazı durumlarda öyle eşit görünüyoruz ki
aklımız almıyor diğer tarafın nasıl elde ettiğini, başardığını.
Amerika’da yapılan bir araştırmayı paylaşmak istiyorum
sizlerle. ( 2013 yılında eski bilgisayarıma not olarak kaydetmişim. Nereden
okuduğumu, aldığımı hatırlamıyorum :) )
‘’ Opera sınavına hazırlanan iki öğrenci varmış. Yaşları, eğitimleri,
ses oktavları eşitmiş. Hatta bu iki kişiye IQ testi yapmışlar oda eşit çıkmış. Sınav
sonucunda ikisine de aynı soruyu sormuşlar ‘’ Sonucu nasıl tanımlıyorsunuz?
‘’ . Kazanamayan kişinin cevabı: sınava katılan yüzlerce kişi arasından benim
seçilme ihtimalim elbette düşüktü.
Kazanan kişinin cevabı: kendime ve yapabileceklerime odaklandım.
Kazanmak en doğal hakkımdı ve kazandım.
İki kişinin her şartta eşit olmasına rağmen aradaki tek fark
bana göre ‘inanmak’. Kazanan kişinin
kazandığı durumu kendine hak olarak görmesi ve buna inanması. İşte bu kadar
basit aslında. Bir şeyi isterken sürece öyle çok takılıyoruz ki
yapabileceklerimizi sınırlandırmış oluyoruz. Zamanında benimde fazlasıyla
kullandığım ve danışanlarımdan duyduğum cümleler;
- Şunu istiyorum ama nasıl olacak bilmiyorum…
- Başkaları varken benim şansım olur mu ki yiiaa…
- Üff çok istiyorum ama ben ne zaman bir şey istesem zaten olmaz…
- Abi benden daha güzel, daha yakışıklı olanlar var…
- İstiyorum ama hep yarıda kalıyor… vb
Şunu unutmayın ki ağzımızdan çıkan her kelime, her cümle
kendi kaderimizi belirliyor ve inanç kalıplarımızı destekliyor. Bu zamana kadar
denediğim halde olmayan şeyi bir daha denemeye çalıştığımda inanç kalıbım bana
olmayacağını alttan alttan fısıldayacak ve sonuç olarak olmayacak. Çünkü daha
önce deneyimledik ve olmadı. Çünkü beynimiz buna inandı. Hâlbuki her gün evden çıkıp bir yerlere
gidiyoruz değil mi? Hiçbir zaman şunu düşündünüz mü, ya acaba yarın sabah
kalktığımda yürüyebilecek miyim? Tabii ki HAYIR! Çünkü bu zamana kadar yürüdük
ve beynimiz bununla ilgili olumsuz bir deneyim yaşamadı. Şimdi yapmamız gereken tek şey, bu zamana dek
ne kadar olumsuz şey yaşandıysa bunları geride bırakmak. Hepsi birer deneyimdi
bizim için. Bu saatten sonra deneyimlerimizi olumlu yönde yaşamak bizim
elimizde. İlk adım; sade ve sadece ‘inanmak’ ve kendimize bir şans vermek.
ASİSTAN EVREN !
Bu çalışma yöntemini çok seviyorum ben. Size son iki ayımı örnek olarak vereyim. Bir
yandan instagramda ‘kahvesizdenyorumbizden’ hesabım üzerinden seanslar
yapıyorum. Bir yandan birebir seanslar yapıyorum. Bir yandan aile hayatım. Bir
yandan özel hayatım. Bir yandan ofis çalışmalarım ( ki bununla ilgili çok yakın
zamanda müjdeyi vereceğim). Bir yandan acaba blog sayfasına ne yazsam çabası.
Bir yandan kendimi daha fazla nasıl geliştirebilirim. Bir yandan kitap
projeleri. Bir yandan kişisel danışanlarım için bu hafta ne yapabiliriz
düşüncesi… uzayıp gidiyor. İnanılmaz yoğun ve kafa yorucu bir süreç. Şikâyetçi
miyim? Tabii ki hayır! Hepsini severek aşk’ la yapıyorum fakat zaman konusunda
sıkıntılar yaşıyordum. Hepsine aynı anda hâkim olmam ve ipin ucunu kaçırmamam
gerekiyor. Böyle bir yoğunluk içerisine girmişken birisinin bana yardımcı
olması gerekiyor haliyle. Bende topu evrene attım. Nasıl mı?
Yeni bir defter alıyorsunuz. Ön kapağına kendi el yazınızla ‘
Asistanım Evren ‘ yazıyorsunuz. Ve o saatten sonra sizin en güvenilir ve en
sıkı takipçi asistanınız evren oluyor. Günlük programlarınızın hepsini
yazıyorsunuz. Ve altına not olarak şunu ekliyorsunuz: ‘’ Sevgili Evren… Bu
yoğun sürecimin programlamasını sana bırakıyorum. Öyle bir ayarla ki hepsi
eksiksiz ve kusursuz bir şekilde tamamlansın. ‘’ Topu sevgili asistanımıza
atmış oluyoruz. Sonrası olaylar programlı bir şekilde akmaya başlıyor. Sonuçta
onun işi bu. Süreç bizi ilgilendirmiyor. Bırakın evren halletsin usulüne göre.
ÖNDEN GÖNDER SİPARİŞİ!
Önden gönder siparişi uygulamasını doğruyu söylemek
gerekirse son 1.5 aydır kullanıyorum. Bu yoğun tempoda bana muhteşem bir
şekilde destek oluyor. Güne başladınız diyelim. O gün iş toplantınız, yeni bir
iş görüşmeniz, beklediğiniz bir haber varsa eğer bu yöntem tam size göre. Ayrıca
bu çalışmayı aşk hayatınız için de kullanabilirsiniz.
İşe, toplantıya, görüşmeye gitmeden önce, karşı taraftan
duymak istediklerinizi, almak istediklerinizi gözünüzde 1 dakika boyunca
canlandırın. Canlandırdığınız bu görüntüleri bir balonun içine yerleştirin ve
karşı tarafa gönderin. Böylece sizden önce enerjiniz gitmiş olacak ve inanın
muhteşem sonuçlar elde edeceksiniz!
Bununla ilgili size kendimden bir örnek vermek istiyorum.
Ofis için görüştüğüm emlakçı ile buluşmak için yola çıktım. İlanda, ofisin
bulunduğu han akşam saat 7 de kapanıyor olarak yazıyordu. Emlakçıya
gitmeden önce emlakçıdan ‘dilediğin kadar ofiste kalabilirsin’ cümlesini duymak
istediğimi canlandırdım ve gönderdim. 20 dakika sonra emlakçının yanına gittim.
Ofise birlikte baktık ve anlaştık. Çıkışta bana söylediği cümle şu oldu: ‘’ Can’cım
ben seni çok sevdim. Bina sahibiyle konuşacağım ve sana bir anahtar versinler. Han
kapansa bile geceye kadar istediğin gibi çalış burada. ‘’
Yaşam Koçluğu ve Enerji ( Aşk, Sağlık, Para, Regresyon ) çalışması için iletişim ve randevu : ( whatsapp üzerinden ) 0537 055 21 40
Anlatımınız harikaa👍 Kitabınızı merakla bekliyorum 😊
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilSüpersin :)
YanıtlaSilSüper yaaa gerckten
YanıtlaSilKendimiz egitim almadan bu tür çalışmalar yapabiliriz.ben yapiyorumonce allaha ve enerjiye inanmalisiniz yoksa olmaz
YanıtlaSil