Ana içeriğe atla

MUCİZELER POZİTİF DÜŞÜNCEYLE BAŞLAR !



Kardeşim sen düşünceden ibaretsin,
Geriye kalan et ve kemiksin,
Gül düşünür gülistan olursun,
Diken düşünür dikenlik olursun.

Mevlana Celaleddin Rumi


Kısacası Mevlana’nın da dediği gibi ‘’ ne düşünürsek o oluruz ‘’. Batının ve batı tıbbının çok önem verdiği ‘pozitif düşünce’  ülkemizde çoğunlukla deli işi olarak görülüyor ve pollyanna’cılık olarak nitelendiriliyor. Oysa pozitif düşüncenin pollyannacılıkla bir ilgisi yoktur. Pozitif düşünce;  Olumsuz gibi görünen tüm durumlarda, ne olursa olsun yapılabilecek iyi bir şeyin olduğuna inanmaktır. Kendini kandırmak değildir.

POZİTİF DÜŞÜNEBİLMEK

Danışanlarımdan sıkça duyduğum sorulardan bir tanesi de ‘ nasıl pozitif düşüneceğim? ‘. Cevap oldukça basit; bakış açını değiştirerek! Her zaman bardağın boş tarafını görmeye o kadar çok alışmışız ki diğer tarafta durum nedir ne değildir umurumuzda bile olmuyor.
Başkalarını ve hayatı suçlamaktan vazgeç! Kendi hayatının sorumluluğunu al ve ona sahip çık. Ne yaşıyorsak hepsi bizim seçimlerimizin birer sonucu.
Yenilenmeye niyet edin ve mutluluğu seçin! Mutluluğu bir sonuç olarak görmekten vazgeçin.

MEVCUT HAYATINIZI GÖZDEN GEÇİRİN

Neler oluyor hayatınızda? Siz kimsiniz? Ne istiyorsunuz? Nerede olmak istiyorsunuz? Nelere sahipsiniz? Gelin birlikte bir çalışma yapalım. Elinize kağıt kalem alın ve bu soruları, cevaplayın.
  1. Ben kimim?
  2. Ne iş yapıyorum?
  3. Bu noktaya nasıl geldim?
  4. Olduğum yerde mutlu muyum?
  5. Hayatımda ne istiyorum?
  6. İşimde daha fazla nasıl mutlu olabilirim ?
  7. Nelere sahibim?
  8. Kişisel özelliklerim neler? Bu özelliklerimin ne kadar farkındayım ve ne kadarını kullanıyorum?
  9. Bulunduğum noktadan, hedeflerime gidebilmek için nelerin olması gerekiyor? Neler yapmam gerek?

Bu soruları lütfen içtenlikle cevaplayın. Ve olabildiğince içinizdekileri dökün kâğıda.
Örnek olabilmesi adına sizinle birlikte küçük bir çalışma yapmak istiyorum. Ben Can Perimcek. Oyuncu ve Yaşam koçuyum.  Şu an ki bulunduğum noktaya, tiyatroyu bırakarak geldim. Olduğum yerde aşırı mutluyum çünkü insanlarla iletişim içinde olmaktan büyük keyif alıyorum. Hayatımda, kurmakta olduğum danışmanlık merkezinin ölene dek olmasını ve milyonlara ulaşarak mucizeleri hep birlikte kucaklamak istiyorum. Gibi gibi… Buraya örneklendirmek için kısa cümlelerle yazdım fakat siz olabildiğince uzun uzun yazın içinizdekileri. Düşüncelerinizin bedeninizden çıkıp somut hale dönüşmesine izin verin.

HAYAT FELSEFENİZİ DEĞİŞTİRİN !

Hepimizin günlük rutine bağladığı şeyler var ve hayatımızı bu şekilde geçiriyoruz. Haydi, geldin yeni bir felsefe yaratalım hayatımıza!
  • Güne erken başlayın! Ne olursa olsun 6 saatten fazla uyumayın. Bunu size açık yüreklilikle söylüyorum ki ben uykuyu deli gibi seven bir insandım. Sabahları beni uyandırabilene aşk olsun! Geçtiğimiz yıllarda kafede fal bakarak çalışıyordum. İşe başlama saatim 13:00dı. Tahmin edin ben kaçta uyanıyordum? Düşündünüz mü? Ben söyleyeyim en erken 12:30! ( eğer halletmem gereken işlerim yoksa ). O dönemler Galata tarafında yaşıyordum ve iş yerim evime 15 dakika yürüme mesafesindeydi. Apar topar uyanıp, iki dakikada hazırlanıp evden çıkıyordum. Ve kahvaltı yapmadan! Afyonum patlamadan kafeye giriyordum ve yarı uykulu başlıyordum seanslara. Bu durum uzuuuuun bir dönem böyle devam etti. İnsanlar günü yarılamışken benim için daha yeni başlıyordu. Artık geride kaldı! Güne erken başlamanın enerjisini anlatamam! Kahvaltımı yapıp işlerimi hallediyorum ve seanslara başlıyorum. Güne erken başladığım içinse çok şükür bereketi daha fazla oluyor! Öğle saati olana kadar en az 5 seansı bitirmiş oluyorum. Ve geriye koca bir gün bana kalıyor…
  • Güne mutlaka kahvaltıyla başlayın! Benim uzun yıllar kahvaltı kültürüm olmadı. Bana göre kahvaltı hafta sonları özellikle Pazar günleri yapılan kutsal bir durumdu. Hafta içi her zaman geçiştiriyordum. Kahve falan filan. Ama şimdi kahvaltı vazgeçilmezim oldu. Vücut anında toparlıyor kendini ve güne başlamak için hazır hale geliyor. Benzini olmayan bir araba gibi düşünebilirsiniz. Önceleri arabama benzin koymadan ilerlemesini istiyordum. E haliyle teklemeye başlıyor. Doldur beni diyor. Bedenimizde öyle. Verin benzini, verin coşkuyu sonra koşun yeni bir güne!
  • Bol bol Kahkaha atın! Hem de olabildiğinden daha fazla. Gülmenin faydalarını az çok duymuşsunuzdur. Hem insanı pozitif enerjide tutuyor hem de vücudumuza sayısız faydası var. Bunlardan en önemlisi bağışıklığı güçlendiriyor. Kendinizle dalga geçin mesela. Kendinizi aşağılayın demiyorum aman dikkat! Gün içinde hareketlerinizi izleyin. Elinize kolunuza odaklanın mesela. Kendinize gülün önce.
  • Kendiniz için bir şeyler yapın. Sade ve sadece kendiniz için olsun bu. Ne olduğu önemli değil. İşe giderken kendinize bir kahve ısmarlayın mesela. Ya da iş çıkışı tek başınıza sinemaya gidin. Kendinize odaklanın ve kendinizi daha çok sevin!
  • Vücudunuzla barışık olun! Çoğu insan gibi saçma sapan dayatmalara kapılıp kendinizi spora vermeyin. Spor yapmayın demiyorum. Sporu spor için sağlık için yapın. Dışarıya, bir başkasına karşı daha güzel daha seksi daha alımlı görünmek için değil. Kilonuzu sevin, çelimsiz kollarınızı bacaklarınızı sevin. Bununla ilgili size bir uygulama vermek istiyorum.  Evde aynanın karşısına geçin. Soyunmaya başlayın. Çırılçıplak oturun aynanın karşısına. Kendinizi seyretmeye başlayın. Vücudunuzda sevdiğiniz noktaları bulun. İllaki herkesin sevdiği bir yeri vardır. Saçınız, gözünüz, kaşınız, göğüsünüz… Bu sevdiğiniz yerlere odaklanın. Ve oraya bakarak teşekkür edin önce sevdiğiniz yere, sonra tüm vücudunuza teşekkür edin. Çünkü bitmek bilmeyen bir enerjiyle biz ne istersek onu yapıyor. Ve daha sonra ‘’ Vücudumu çok seviyorum ve gurur duyuyorum. Negatif düşüncelerin bana ait olmadığını biliyorum. Kendimi olduğum gibi seviyorum. Ben sevmeyi ve sevilmeyi hakkediyorum ‘’ deyin. Deli saçması gibi gelebilir bu uygulama size ama olsun. Yine de yapın. O esnada enerjiniz muhteşem derecede artacak hissedeceksiniz! Ve daha özgür daha rahat hissedeceksiniz kendinizi!
  • Kendinize hedefler belirleyin. Günlük, haftalık, aylık, yıllık… Ve bunları her gün yazın! Yazmanın tarifsiz bir enerjisi vardır unutmayın! Çünkü soyut halden somut hale dönüştürüyoruz isteklerimizi.
  • Korkmayın! Ne olursa olsun korkmayın. İçinizden nasıl hareket etmek geliyorsa öyle hareket edin öyle davranın. O ne der, bu ne der, şu ne der diye düşünmeyin. Adı üzerinde o,bu, şu düşünecek. Siz kendi düşüncelerinizi eyleme dökün!
  • Affedin! Daha çok daha çok affedin! Affetmek, kendinizi ya da karşınızdakini haklı çıkarmak değildir. Olaya-duruma-kişiye duyulan öfkenin yerine ‘Sevgi’yi koymaktır. Sevgi enerjisi her zaman pozitifte tutar.
  • An’ı yaşayın! Herhangi bir eylemi gerçekleştirirken sadece ona odaklanın. Bulaşık yıkıyorsanız bulaşığa odaklanın. Tabağı düşünün köpüğe bakın. Ay sonunda ödenecek olan faturaları düşünmeyin. Onu zaten ay sonunda düşüneceksiniz.
  • Daha çok iyilik yapın! Elinizden geldiğince iyilik yapın. Ne olduğu nasıl olduğu hiç önemli değil. İlla maddi olarak iyilik yapmanıza gerek yok. Tanımadığınız sıkıntılı birisinin derdini dinleyin mesela. Size kötülük yapanlara da iyilik yapın.
  • Doğayla daha fazla zaman geçirin! Daha çok yürüyüş yapın, daha çok deniz havası alın. Hava soğuk, kar yağıyor bilmem ne oluyor diyerek bahaneler üretmeyin. Çıkın ve gökyüzüne bakın! Martıları izleyin, gözlerinizi kapatın ve dalga seslerini dinleyin…
  • Sakin ortamlar yaratın kendinize! İş yerinizde imkanınız olmasa bile evinizde yaratın bunu. 1 saat boyunca sessiz kalın. Kitap okuyun. Klasik müzik dinleyin. Ruhunuzu dinlendirin. İç sesinizi dinleyin.
  • Hayattan ne istiyorsanız onu verin! Sevilmek mi istiyorsunuz? O’zaman daha çok karşılıksız sevin. Beklenti içine girmeyin. Elinizde olanları paylaşın. Unutmayın, tutmak yokluk bilinci yaratır ve bereketi engeller. Ne verirseniz onu alırsınız, hem de daha fazlasıyla! Siz sokaktaki bir çocuğa sevgi verirsiniz, hayatınızdaki insan ya da yeni girecek olan size daha fazla sevgiyle, aşkla gelir.
  • Objektif olun! Bütün her şeye objektif yaklaşın. Tarafsız olun.
  • Her problemin çözümü olduğuna inanın! Hemen çözüm bulmak zorunda değilsiniz. Sakin olun ve akışa bırakın. Stres enerjisi yaymayın.
  • Başladığınız işi yarım bırakmayın!
  • Her zaman büyük düşünün! Kendinizi sınırlamayın. Evrende her şey sonsuz bolluk içinde. Hepimize yeter emin olun.
  • İstediğiniz şeylerin karşılığını verin. Değeri neyse onu verin. Pazarlık yapmayın. Yokluk bilincinden uzaklaşıp varlık bilincine taşının.
  • Geceleri uyumadan önce gününüzün nasıl geçtiğini düşünün ve teşekkür edin hayata! Gün içinde kimlerle iletişim kurdunuz bunları düşünün ve  o kişilere de teşekkür edin. Sonuçta hayatınızda bir şeye vesile olmak için girdiler, anlık bile olsa.
  • Dans edin! Tek başınıza kalın ve açın müziği başlayın oynamaya! Evet, bu da deli işi gibi gelebilir ama inanın çok eğlenceli. Hatta vücut birden hareket haline geçince içimizdeki sıkışmış duygularda dışarıya çıkacak. Bu uygulamayı danışanlarıma yaptırdığım zaman ağlamaya başlayanlar oluyor. Çünkü kendini ve enerjisini serbest bırakıyor.
Not; izinsiz alıntı-paylaşım yapılamaz.

                MUTLU KALIN :) 






Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

AŞK RİTÜELİ

AŞK RİTÜELİ Merhabalar… Bugün, hayat kurtaran ritüellerimize bir yenisini daha ekliyoruz. Ritüele geçmeden önce şunu unutmayın ki bir başkasının enerji alanına o’nun izini, isteği olmadan asla ve asla müdahale edemeyiz. Gün içerisinde onlarca mesaj alıyorum eski sevgilimi geri döndürebilir miyiz? Hoşlandığım kişiyi kendime çekebilir miyim? Vb... Böyle bir şey mümkün değildir. Sadece aynı frekans boyutunda olduğumuz kişilerle etkileşim halinde oluruz. Mesela herhangi bir kişiyi düşündüğünüz zaman aradan çok kısa bir süre geçtikten sonra o kişiden telefon aldığınız oldu mu? Ya da bir mesaj, haber… Ve o kişiye söylediniz mi; aa ben de az önce seni düşünmüştüm. Ben arayacaktım ki sen aradın gibi durumlar… Ben oldukça fazla yaşıyorum bu durumları. Bu gibi durumların tek sebebi ise, iki kişinin aynı frekans boyutunda birbirine enerji göndermiş olması ve iki kişinin de alıcılarının bu duruma açık olması. Diğer türlü, siz bir kişiyi düşünürken o kişinin aklının bir köşesinden ...

SINAV VE MUCİZE RİTÜELİ

Merhabaaaaa :) Hayat Kurtaran Ritüellerimize sizlerin isteği üzerine iki yeni ritüel ekliyoruz.  Bunlardan bir tanesi hayatımızda mucize yaratmak için ( mucize ile ilgili daha önceden farklı bir ritüel paylaşmıştım) diğeri ise sınavlarla ilgili. SINAV RİTÜELİ Kazanmak istediğiniz sınavlar için yahut atama bekliyorsanız bu ritüeli kullanabilirsiniz. Yapmanız gereken şey; Kendinize küçük bir mektup hazırlıyorsunuz. Mektuba atanmak istediğiniz yeri, ya da kazanmak istediğiniz sınavın başarı sonucunu (şehiri ya da bölümü) sanki kazanmışsınız yahut atanmanız gerçekleşmiş gibi yazın. Mektubu resmi dairelerin ağzından kendinize yazıyormuş gibi yazmanız gerekiyor. Örneğin; Sayın CAN PERİMCEK, şu şu şu tarihte bilmem ne sınavından bu bu bu notu aldınız ve atamanız şuraya ya da buraya gerçekleşmiştir yahut xxx okulunu kazandınız. TEBRİKLER! Mektubu yazdıktan sonra zarfın içine koyuyorsunuz ve kargoya gidip mektubu kendinize gönderiyorsunuz. Evet doğru okudunu...

Bereket Çeki Ritüeli

Bereket Çeki Ritüeli Günlük hayatınızda rahatça kullanabileceğiniz ve benim de çok sık kullandığım bir ritüeli paylaşacağım sizlerle. Ritüelin ismine ‘ Bereket Çeki ‘ dedim çünkü bu ritüeldeki amacımız genel bereket hayatımızdan ziyade acil para ihtiyacımız odaklı olacak. Ödenmesi gereken faturalar, acil ihtiyaçlar, gecikmiş kira, taksitler vs. var ama nakit paramız yok. Bu durumdaki çözümümüz kendimize torpil geçmek olacak. Yapmamız gereken tek şey ise ihtiyacımız olan miktarı kendimize çek olarak yazmak. Şöyle ki ; İnternetten boş çek örneklerine bakabilirsiniz ya da bir kağıda ( ben bunu kullanıyorum ); sol üst köşeye paranın gelmesini istediğiniz zaman aralığı, sağ  üst köşeye isim soy isim, ortaya ihtiyacınız olan-istediğiniz para miktarını , sol alt köşeye parayı nasıl almak istiyorsanız onu ( nakit ya da hesabıma istiyorum gibi )  yazıp sağ alt köşeye de imzanızı atıyorsunuz. Daha sonra bu çek kağıdınızı cüzdanınızda taşımaya başlıyorsunuz ve –olmuş...